Bonnie ve Clyde'ı 60'ların kült filmlerinde, kitaplarda ve kendilerine yapılan göndermelerde, hatta Lana Del Rey'in şarkıları da dahil bir çok şarkıda bulabilirsiniz. Hiç şüphe getirmez ki aşkları oldukça ilham verici, 2013'te yayıma girmiş 2 bölümlük mini dizisi de öyle.
Beğendiğim shoujolarda bile en sevmediğim şey ana karakterlerin çıkmaya başladıktan sonra kişilik değiştirmesiydi. Erkek tarafı ne kadar kötü çocuk olursa olsun esas kızımıza aşık olunca süt dökmüş kediye dönüyordu. E hani nerde kaldı senin tüm o cool tavırların? Oookami Shoujo to Kuro Ouji ise - biz kısaca OSKO diyelim- tüm bu aşık olunca dize gelen erkek/hiçbir şeyden bir halt anlamayan saf kız klişesini bozmuş. Ayrıca o kadar eğlenceli bir hikaye ki evde sürekli kendi kendime gülüp durduğum için tüm dikkatleri de üstüme çektim. Bir günde bitirdiğim 12 bölümlük animeye ben 8/10 verdim.
Eğer animelere azıcık da olsa ilginiz varsa mutlaka adını duymuşsunuzdur Elfen Lied'ın. Açıkçası animenin namı kendisinden önce yürüyor, ben de aylar önce izleyip beğenmemiş ve yarısında bırakmıştım. Dün gece işsizlikten yine başladım, meğer animeyi çözememişim. Sonuna kadar sabretseymişim keşke diye hayıflandım kendi kendime.
Japon tarihini hep sevmişimdir, Hakuouki serisini de tarihi anime araken keşfettim. Animedeki fantastik ögeleri niye katttıklarını anlamasam da -anime bu tür bir yan olay olmasa bir şey kaybetmezdi bence- bunu animenin bir bilgisayar oyunundan çevrilmiş olmasına verdim, dahası ise sadece bilgisayar oyununa değil tarihi olaylara ve gerçek kişilere de yer vermiş animemiz.
Şu josei animelere, özellikle Usagi Drop ile Nana'ya inat edip başlamadım aylarca; sebebi birisinin konusunu, diğerinin çizimlerini beğenmememdi. Geçen ay ikisini de izleyip bir solukta bitirmemden sonra anladım ki en azından 1 bölümlük tanıma amaçlı şans vermeli animelere. Mangasını okumaya layık gördüğüm yegane animeler Vampire Knight ve Akatsuki no Yona iken bu iki animeden sonra D&R'ın yerlerinde sürünerek aradım mangalarını, bulamayınca da internete koştum ve ingilizcelerinden okudum. Benden size söylemesi, bu animeleri mutlaka izleyin, sakın önyargıya kapılmayın benim gibi yoksa sonraları çok pişman olursunuz.
Usagi drop enfes bir sevgi hikayesi, küçümsemeyin çünkü böyle yapımlara bol bol ihtiyacımız var. Ayrıca bazı yerleri de o kadar komik ki dram animesi olmasına rağmen kahkahalar atabiliyorsunuz.
Hepimiz The Walking Dead'i en az bir defa izlemişizdir, ya da etrafımızdaki fanatikler sayesinde -ölümüne walking dead!- az çok haberdarızdır.
Şahsen zombilere karşı özel bir hassasiyetim var; en sevdiğim iki yapım da TWD ve Resident Evil serisi, ama TWD benim için her zaman baş tacı olmuştur. Bu pazartesi görücüye çıkan Fear The Waling Dead ise bir çizgi roman uyarlaması olan TWD'nin spin-off'u, ayrıca reytingleri yerinden oynatarak 10,1 miyon izleyiciyi ekran başına çekti.
Tür: Dram, Fantastik, Polisiye
Yayın yılı: Ocak,2016
Yapımcı Şirket: Vertigo, Warner Bros Tv
Süre:42dk
Puan7.5/10
DC Comics'in 75 sayılık çizgi romanı olan Lucifer dizi olarak 2016 ocağında yayına giricek, ama ilk bölümü geçen haftalarda internete sızdı!
Tür: Tarih, Macera, Dram
Yapım Yılı:2014
Ülke: ABD
Puan:7/10
Lifetime'ın yeni dizisi olan ve ülkemizde sadece 2 bölümü çıkan The Red Tent bir mini dizi. Bölüm başı bir buçuk saat falan ve ben daha ikinci bölümü izleme fırsatı bulamadım ama ilk izlenimlerimi de paylaşmak istedim.
Tür: Biyografi, Dram
Vizyon Tarihi: 2009
Süre: 111dk
Oyuncular: Audrey Tautou, Alessandro Nivola
Ülke: Fransa
Puan: 7/10
Hepimiz Chanel adlı dünya markasından haberdarız; yurtdışına çıktığımızda parfümerilere koşturmamızın sebebi Chanel'dir, Chanel marka kıyafetlerin, çantaların ve ayakkabıların içinde çoğumuz dertlerimizi unutabiliriz. Coco Chanel pek çok harika tasarıma imza attı, hatta 1980'e kadar askerlerimizin giydiği üniformaların tasarımı da da Atatürk tarafından bizzat kendisine yaptırtılmıştı. Peki kurucusu Coco Chanel'i ne kadar tanıyoruz, dünya markasına adını vermeden önce Gabriel olarak tanınan, yetimhaneden çıkan ve kebareler de şarkı söyleyen kadını?
Tür: Biyografi, Dram
Yapım yılı: 2006
Süre: 90dk
Oyuncular; Jimmy Fallon, Sienna Miller, Guy Pearce
Puan: 8/10
Factory Girl 60'ların New York'unda ve sanat camiasında geçen, o zamanların yıldızlarından Edie Sedgwick'in yükseliş ve dibe vuruş öyküsünü anlatıyor.
Tür: Romantik, Harem, Shoujo
Yayın Tarihi: 2013
Puan: 5/10
Bölüm Sayısı: 12+special
Normalde harem türü animeleri çok sevmem yani hep 'bunların derdi ne de hepsi aynı salak karaktere yazıyo' diye düşünürüm ama Brother Conflict kendisini izleyen anime severler tarafından çok beğenilmişti, ben de başladım. Aslında sonuna kadar izlememin tek sebebi acaba kızı hangisi kapacak diye merak etmem ve madem başladım kısa zaten, bitireyim diye düşünmemdi. Yani öyle çok beğendiğimden falan değil ama yine de harem türünden hoşlananlar için izlenebilcek eğlenceli bir yapım.
Teknoloji ilerledikçe film ve dizi sektörüde gelecek nesil teknolojisini tema alan projelerde yoğunlaşıyor. Bu konuda, özellikle de robotlar hakkında yapımcıların çok değişik fantezileri var; arabaya dönüşebilen robotlardan tutun da yapay zekalara kadar.
Mesela hepimiz Will Smith'in oynadığı İ,Robot'u izlemişizdir; bir robotun vücuduna sahip ama insan hisleri taşıyabilen androidler. Humans adlı dizi bu hikayeyi bir ileri düzeye çıkarıyor.
Tür:Shoujo, Romantik, Aksiyon, Fantastik, Tarihi
Yayım Tarihi: 2014
Bölüm Sayısı: 24
Yönetmen: Kazuhiro Yoneda
Senaryo: İnotsume Shin'ichi
Mangaka: KusanagiMizuho
Manga yayım tarihi: 2009
Değerlendirme: 10/10
Akatsuki no yona benim izlerken en zevk aldığım animelerden biri, hatta o kadar ki ikinci sezonu bekleyemeyip mangasını okumaya başladım bile. Bu kadar iyi bir anime olmasının pek çok sebebi var ama başı pek çok türü içinde barındırıyor olması çekiyor sanırım; hem romantizmi, hem aksiyonu, hem de mizahı bu kadar dengeli ve iç içe barındırabilmeleri hayranlık verici. Zaman zaman siz de Yona ile beraber intikam ateşini içinizde hissedebilir,kaybettikleriniz yüzünden hüzünlenebilir ve ya Hak ile Beyaz Ejderin atışmalarına kahkahalarla gülebilirsiniz.
Yazar: John Green
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 313
Puan: 7/10
Arka Kapak Tanıtımı:
Quentin Jacobsen, Margo'yu hep uzaktan sevmiştir. Bu yüzden Margo bir gece ansızın Q'nun penceresine tırmanıp yaptığı intikam planı için ondan yardım istediğinde peşinden gitmekten başka çaresi yoktur. Ertesi sabah okula gittiğindeyse Margo kayıplara karışmıştır. Üstelik Q'nun onu takip etmesi için ortadan kayboluşuna dair minik ipuçları bırakmış gibi görünmektedir. Ve her yolun sonu kaçınılmaz bir soruya çıkmaktadır:
Gerçek Margo Roth Spiegelman kimdir?
Hepimiz Chanel adlı dünya markasından haberdarız; yurtdışına çıktığımızda parfümerilere koşturmamızın sebebi Chanel'dir, Chanel marka kıyafetlerin, çantaların ve ayakkabıların içinde çoğumuz dertlerimizi unutabiliriz. Coco Chanel pek çok harika tasarıma imza attı, hatta 1980'e kadar askerlerimizin giydiği üniformaların tasarımı da da Atatürk tarafından bizzat kendisine yaptırtılmıştı. Peki kurucusu Coco Chanel'i ne kadar tanıyoruz, dünya markasına adını vermeden önce Gabriel olarak tanınan, yetimhaneden çıkan ve kebareler de şarkı söyleyen kadını?
Bölüm Sayısı: 24
Quentin Jacobsen, Margo'yu hep uzaktan sevmiştir. Bu yüzden Margo bir gece ansızın Q'nun penceresine tırmanıp yaptığı intikam planı için ondan yardım istediğinde peşinden gitmekten başka çaresi yoktur. Ertesi sabah okula gittiğindeyse Margo kayıplara karışmıştır. Üstelik Q'nun onu takip etmesi için ortadan kayboluşuna dair minik ipuçları bırakmış gibi görünmektedir. Ve her yolun sonu kaçınılmaz bir soruya çıkmaktadır:
